Eskimesine izin vermek istemediği zamanların bir hatırası
Tutup elinden götürmek istediği o çocukluğunun imzası
Eğer henüz yorulmamış bir kalbi alabilse çocukluğundan
Sanki zaman hiç geçmemiş gibi aradan
Şu hayat denen ziyaretin makbulü olmazdı o zaman kısası
Şimdi sek sek oyununa verdiğim aradan
Ne güzel olurdu çizgilerle dolu bir ödeve başlaması…
Ararken arkasına saklanmak için bir çocukluk zırhını
Acaba fark etmenin zamanı değil midir; elimden gidenlerin benim tarihime yazıldığını
Ben, ben olmayı bırakmasam; verebilir miydik bir şeye “elimden giden” tanımını?
Gözlerimi kapatsam, zaman sanki bir çizgi, istediğim yönde giden kalbimi, kendi tarihimde yol alan o beni; kabul edemezdim gerçek saymamanı
Eğer gerçekliğe de karışamayacaksak neden yazdık ve okuyoruz onca insanın kitabını
Neden sormuştu o deli bana daha ellerimin boş kaldığı ikinci hafta ‘alıştın mı’
Gerçeklik acı değil de sanki biz bilmiyoruz yapmasını.
Önce biraz suda bekleteceksin, yoksa tutmuyor kıvamı
İçinde gezerken tutmayan dalgalar ve deniz
Bir fotoğrafa çekemesek de kalbimizi kalsa şu makineler ruhu göstermeye aciz
Biz istedik mi, varız, biriz
Ve ne güzellik varsa tutabilir içimiz!
Yorum yaz